28 Nisan 2010 Çarşamba

HAYATIN İÇİNDEN YAŞANMIŞLIKLAR...

Ekşi sözlükten alıntıdır efendim.


"insanın içine işlemiş,unutulması zor bir acıdır.

1957 yılı sonbaharıydı. işıklar askeri lisesi öğrencilerinden biri, okulun dış bahçesinde parmaklıkların arasından genç bayanlara laf atmış. şikayet üzerine öğrencilerin dış bahçeye çıkması yasaklanmıştı.

okul yapıları, ortada bir boş alan (iç bahçe) etrafında dörtgen şeklinde olduğundan ,öğrenciler bir süre iç bahçe ile yetinmek zorunda kaldılar.bir hafta boyu hep aynı bahçede hapis kalmaları tepkilerini arttırdı. 1958 yılı şubat ayında gece, bazı çocuklar yangın alarmını çalıp, yasak kararı verilmesine sebep ve o gece nöbetçi olan amiri odasından çıkmaya zorlamak ve çıktığında da üst katlardan üzerine su dökerek öç almayı planlamışlar. yanlız yanıldıkları bir şey var : o gece nöbetçi olan amir bütün çocukların sevdiği bir yarbay. yasakla ilgisi yok. tersine yasağın kaldırılmasından yana…

gerçekten saat 21 sularında yangın alarmı çalmaya başladı.dört çocuk yangın kovalarına su doldurmuşlar pencere önünde bekliyorlar. işıklar söndürülmüş. nöbetçi amiri odasından çıkıp pencere önüne gelince kovaları boşalttılar .yarbay feci şekilde ıslandı. o dönemde ısıtma kömür sobaları ile sağlanıyordu. yarbay o kış günü odasına gidip elbise ve çamaşırlarını değiştirdi mi ne yaptı bilmiyoruz. ama hastalandı. uzun süre okula gelemedi. zatürre olmuş. nisan ayı içinde de vefat etti. okulda soruşturma yapmadılar. kimseye ceza vermediler. galiba yarbay bu olayı şikayet etmemiş.
cenaze töreninde müthiş bir yağmur yağdı. bütün gün. cenaze marşı ile ağır ağır yürüdüğümüzden üzerimizdeki kaputlar su çekip ağırlığı iki kat olmuştu.sırılsıklamdık.. ertesi gün tüm okula istirahat verdiler.

yasağa tepki ve bir haylazlığın sonucu sevdiğimiz bir insanı öldürmüştük…bu sızı hep yüreğimde.

o dört çocuğun ismini hiç unutmadım..."


(justinianus, 21.06.2005 12:15)

ÇOĞU GİTTİ AZI KALDI...

Doğduk büyüdük ve hala yaşıyoruz.

Geldik yolun belki de yarısına,

Kimbilir belki de son demindeyiz.

Acı tatlı günler oldu.

Kah ağladık kah güldük.

Kah kadehlerde günümüzü gülücüğümüzü kaybettik.

Bir dem anı kaldı yaşanmışlıklardan....

Kimi tatlı kimi hayattaki en acı şeyden daha beter acı.

Kavurur oldu her zerresi sinemin dört bir yanını.

Amma merak etme gönül sabret az daha

Nasılsa çoğu bitti azı kaldı...

26 Nisan 2010 Pazartesi

ACI HAYAT - II

TARİH: 26 Nisan 2010

Pervari’de bebek yaşta iki çocuğun kaybolmasıyla başlayan olay, çocuklar arası vahşeti gözler önüne serdi. Biri donmak üzere, diğeri boğulmuş halde bulunan iki miniği, YİBO’da okuyan 14 yaşındaki amcakızlarının, kendisine ‘şantaj yapan’ aynı yaşlarda 8 çocuğa ‘sunduğu’ anlaşıldı.


PERVARİ İlçesi, ilköğretim okulu öğrencisi 9 çocuğun karıştığı tecavüz ve cinayetle sarsıldı. 15 Nisan 2009 tarihinde Pervari İlçe Emniyet Amirliği’ne başvuran H.S., 2 yaşındaki oğlu E.S.’nin kaybolduğunu bildirdi. İlçede aramaların yoğunlaştığı sırada minik E.S.’nin, YİBO öğrencileri tarafından Serkani Deresi Mevkii’nde bulunduğu haberi geldi. Çamurlu giysilerle donmak üzereyken bulunan çocuğun vücudunda kesik ve çürükler olduğu ve tecavüze uğradığı saptandı. Bir gün sonra ikinci kayıp çocuk ihbarı geldi. Bu kez, tecavüze uğrayan E.S.’nin amcasının 3 yaşındaki kızı A.S. kaybolmuştu.


KAMERALARDAN TEŞHİS

A.S.’nin ailesini arayan bir kişi, “Ben o çocuğu 13-14 yaşlarında bir kızla Serkani Deresi yönüne giderken gördüm” dedi.

Küçük A.S.’nin cesedi, saat 20.00 sıralarında, derenin üst kısmında bir havuzun kenarında bulundu. Yapılan otopside minik kızın tecavüz edildikten suda boğularak öldürüldüğü belirlendi. Polis, A.S.’nin yanında görülen 13- 14 yaşlarındaki kızı aramaya başladı. 2 minik çocuğun babaları, kamera görüntülerinden bu kızın, diğer kardeşlerinin kızı, Pertek Atatürk YİBO öğrencisi, o dönem 14 yaşında olan D.S. olduğunu teşhis etti.

'SOYUP ÜSTÜME ATTILAR'

Gözaltına alınan D.S., 2 kuzenine tecavüz edip birini öldürenlerin, kendisi gibi YİBO’da okuyan ve o tarihte yaşları 13 ile 14 arasında değişen H.T., Y.Ş., H.T., M.T., M.K., C.Ş., S.G. ve A.F.K. olduğunu söyledi.

İfadesinde D.S., “İki erkek öğrenci beni iterek yere düşürdü. Biri eşofmanımı çıkardı, biri üzerime uzandı. Bu şekilde fotoğrafımı çektiler. Sonra onlara 3- 4 yaşlarında bir çocuk getirmemi istediler” dedi. D.S., önce 2 yaşındaki E.S.’yi Serkani Deresi’ne getirip 8 erkek öğrenciye teslim ettiğini söyledi. Öğrencilerin miniğe sırayla tecavüz ettikten sonra dereye batırıp çıkardıkları ve boğulduğunu sanarak oradan kaçtıkları belirlendi.

'BULUP YİNE İSTEDİLER'

Ertesi gün herkes E.S.’yi ararken yeniden dere kenarına giden 8 öğrenci, çocuğun ölmediğini görünce ilçe merkezine götürüp onu bulmuş gibi bıraktı. Aynı gün D.S.’yi yine tehdit eden 8 erkek öğrenci, bu kez küçük yaşta kız çocuğu istedi. D.S. de diğer amcasının 3 yaşındaki kızı A.S.’yi 8 öğrenciye teslim etti. Minik A.S.’ye de sırayla tecavüz eden öğrenciler, bu kez talihsiz küçük çocuğu havuzda boğdu. Haklarında işlem başlatılan kız öğrenci D.S. ile erkek öğrenciler tutuklandı. Pervari Cumhuriyet Savcılığı, hazırladığı fezlekeyi Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılması için Siirt Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi.

ACI HAYAT...


TARİH: 1 KASIM 2006

Tecavüze uğrayan bebek yürüyemiyor


İşkence gördüğü, hastane raporunda tecavüze uğradığı haberiyle kamuoyunu ayağa kaldıran, üzüntüye boğan 17 aylık N.N.B.'nin annesi F.B. avukatının bir üst mahkemeye yaptığı itiraz sonucu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Olay günü nöbetçi olan Menderes Sulh Ceza Mahkemesi'nin verdiği tutuklama kararına, avukatları, bir üst mahkeme olan Menderes Asliye Ceza Mahkemesi'nde itiraz etti. Mahkeme, tutuklama kararını kaldırdı. Olayda tutuklanan 3 erkeğin ise tutukluluk hali sürüyor.

İzmir'de annesi 36 yaşındaki F.B. ve aynı evde kaldığı 3 kişi tarafından işkence edildiği öne sürülen, hastanedeki muayenesinde defalarca tecavüze uğradığı da saptanan 17 aylık N.N.B., tedavisinin ardından taburcu edildi.

Jandarma Çocuk Merkezi'nde görevli askerler tarafından hastaneden alınan talihsiz bebek, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı Karşıyaka Çocuk Yuvası'na yerleştirildi. Yaşadığı travmaya ve korkuya bağlı olarak şu an yürüyemediği belirtilen bebeğe, yuvada psikolojik destek verileceği belirtildi. Suçlamaları kabul etmeyen anne ve beraberindeki 3 kişi ise tutuklandı. Anne daha sonra serbest bırakıldı.

Menderes İlçesi'ne bağlı Yeniköy'de oturan, para karşılığı erkeklerle birlikte olduğu iddia edilen F.B.'nin, geçen cuma gecesi, sürekli ağlayıp fenalaşınca Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdüğü bebeği N.N.B.'nin yapılan tedavisinde, tüm vücudunda aşırı derece morluklar olduğu, bunların düşmeyle tanımlanamayacağı, bedene zaman içinde uygulanan şiddetin kesin olduğu saptandı.



Makatındaki çizik nedeniyle adli tıp muayenesi de yapılan talihsiz bebeğin, defalarca tecavüze uğradığı da rapor edildi. Talihsiz bebeğin, vücudundan ve elbiselerinden alınan sperm örnekleri, kiriminal inceleme için İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Geniş çaplı soruşturma başlatan jandarma tarafından gözaltına alınan anne F.B. ile aynı evde kaldığı 40 yaşındaki M.D., 41 yaşındaki Y.V. ve bekçilik yapan 69 yaşındaki A.A. da sevk edildikleri nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.



Zanlılar, mahkemede verdikleri ifadede suçlamaları kabul etmezken diğer iki çocuğu da yurda verildiği belirlenen anne F.B., yanında çalıştığını söylediği Y.V.'nin hasta olan annesine de baktığını, birlikte yaşadığı kendi kızının kanepeden düştüğünü, makatındaki çiziğin böcek ısırması sonucu olduğunu söylemişti.


Tutuklanıp cezaevine konulan 3 erkekten alınan sperm örnekleri de İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderilirken, burada karşılaştırma yapılacağı bildirildi. Bu arada Adli Tıp Kurumu'nun olayın vahametini göz önüne alıp bu soruşturmaya öncelik verdiği, sonucun bir hafta içinde alınacağı kaydedildi.



5 GÜN YOĞUN TEDAVİ



Biyolojik babası belli olmayan, erken doğumla dünyaya geldiği belirlenen N.N.B., bugün sabah saatlerinde, 5 gündür tedavi gördüğü hastaneden taburcu edildi. N.N.B.'nin tedavisini üstlenen doktorlar, küçük kızın psikolojik desteğe uzun süre ihtiyaç duyacağını, olay öncesinde yürüyebildiği halde, şu an travmaya ve korkuya bağlı olarak yürüyemediğini belirtti. N.N.B.'ye ayrıca yetersiz beslenmeye bağlı olarak kansızlık teşhisi de konulduğu belirtildi.



DEVLET SAHİP ÇIKTI



Hastanedeki işlemlerinin ardından N.N.B., Jandarma Çocuk Merkezi'ndeki askerler tarafından alınıp Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı Karşıyaka Çocuk Yuvası'na yerleştirildi. 0- 6 yaş grubu, 70 kapasiteli 62 çocuğun barındığı yurda yerleştirilen minik N.N.B., görevliler tarafından yıkanıp karnı doyurulduktan sonra uyutuldu. Yeni yuvasında yeni bir yaşama adım atan N.N.B.'ye kaldığı yurtta, psikolojik destek verileceği, tedavisinin burada da devam edileceği vurgulandı.



VELAYETİ ALINACAK



Devletin sahip çıktığı N.N.B.'nin Karşıyaka Çocuk Yuvası'na yerleştirildiğini belirten Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zekeriya Ertaş, bebeğin velayetinin annesinden alınması için çalışma başlattıklarını söyledi. N.B.B:'nin yuvada şefkatle bakılacağını belirten Ertaş, şunları söyledi:



“N.B.B.'nin iki kardeşi de devlet korumasında, 2002 doğumlu ağabeyi B. de aynı yuvada. 1997 doğumlu T. ise Hatay 80'inci Yıl Çocuk Yuvası'nda kalıyor. Anne ya da babası tarafından istismara uğramış çocukların anne babalarında olan velayetleri sonlandırılabiliniyor, yani anne babalık haklarının ellerinden alınabiliyor. Bu 3 kardeşin de velayetlerinin anneden alınması için gerekli çalışmaları başlattık. Velayetin iptali ancak mahkeme kararıyla mümkün. Sosyal hizmetler olarak inceleme yapacağız, sosyal hizmetler uzmanın vereceği raporlar doğrultusunda eğer öyle bir şey gerekiyorsa mahkemeye annenin velayetinin iptali davası açacağız. O dava sonucunda mahkemenin takdiri neyse ona göre çalışmaları devam ettireceğiz.”