23 Kasım 2014 Pazar

BLOGA REKLAM VERMEK İÇİN BİLGİ

Bildiğiniz üzere blogumuza reklam vermek isteyenler için reklam alanları açmış bulunuyoruz. İlgili alanlara firmanınız logosu veya farklı birşey(resim, yazı, link vs) konulmasını isteyerek sitemize destek verebilirsiniz. Reklam verme süreleri ve reklam ücretleri ile ilgili olarak iletişim formundan bizlere ulaşabilirsiniz. Reklamlardan elde edilen gelirler, yardıma ihtiyaç duyan kişilere, tarafımızdan bizzat iletilecek ve siteden bununla ilgili bilgiler yayınlanacaktır. Desteklerinizle yürüyecek olan bu kampanya, herhangi bir kurum, kuruluş, vakıf, dernek yada yardım organı ile bağlantılı olmayıp, tamamen site sahiplerince şekillendirilmiş bir fikirdir. Desteklerinizi bekliyoruz. Saygılarımızla...

16 Kasım 2014 Pazar

ÇOCUKLUK GÜNLERİ

Blog sitemin arka planına, bana çok yakışacak bir parça ekledim de sonradan bu parça ile ilgili anılarım canlandı gözümde. Yazmak istedim o güzel günleri.

Çocukluğum Ankara'nın Ulus semtinde Hacı Bayram-ı Veli Camisi civarında geçti. Ankara'nın manevi mimarlarından Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin dizinin dibinde büyüdüm desem yeridir. O günlerde düğün de olsa, sünnet de, cenaze de olsa hepsinin ortak buluşma yeri Hacı Bayram-ı Veli Camisiydi. Evlenenler, çocuğunu sünnet ettirenler, cenazesini kaldıranlar hep bu mübarek mekanda bir araya gelip dua okur sonra merasimlerine kaldıkları yerden devam ederlerdi. O günlerden aklımda en çok kalan şey öncelikle protokol cenazeleri sonrasında da şehit cenazeleriydi. Devlet erkanından birisi vefat ettiği zaman cenaze töreni Hacı Bayram-ı Veli Camisinde yapılırdı. Aynı şekilde iç acıtan şekilde şehit cenazeleri de sıkça gelirdi.

Türbe önündeki meydanda kalabalık olduğu zaman bilirdik birşeyler olduğunu, çocuk aklımızca. Bize belki de şenlik gibi gelirdi o acı kalabalıklar. Önce öğle namazı kılınır, sonrasında cenaze namazına geçilirdi türbenin önünde ve kıbleye doğru. Bu esnada şehit yakınlarından feryat edenler, en önde elinde tablo şeklinde resim taşıyan bizim yaşlarımızda bir çocuk. Bilmezdik o taşıdığı resmin babasına ait olduğunu. Ve de babasının da o tabutta yattığını. Ölüm bize uzak gelirdi o zamanlar. Ölmek gibi bir kavram yoktu lugatımızda. Akıllı uslu bir çocuk olduğu için o resmi taşıma görevini ona verdiklerini düşünürdük çocuk kafamızla. Sonra cenaze namazı biter, tören kıyafeti içerisinde gözleri yaşlı askerler veya polisler tabutu omuzlarlardı. Bu esnada askeri orkestra cenaze marşını çalmaya başlardı. Hacı Bayram-ı Veli türbesinde omuzlanan şehit cenazeleri Gül Baba Türbesine kadar asker-polislerin omuzunda o iç acıtan cenaze marşı eşliğinde cenaze aracına konulurdu. Gözyaşlarının sel olup aktığı anlardı bu son anlar. Uzaktan çocuk aklımızca üzülürdük. Şehit nedir bilmezdik. Hıncahınç bir kalabalık dolardı o meydan. Yakalarda şehitlerin vesikalık resimlerinin fotokopileri iğnelenmiş bir halde.

Sonradan sonraya öğrendik bu marşın ne anlama geldiğini. Neden bu şehitlerin çokça verildiğini.

Şimdilerde yine biryerlerde şehitler veriliyor. Ama ne duymamız isteniyor, ne görmemiz. Gizli bir el bu sesleri susturuyor sanki. Teröre lanet de okunmuyor artık. Sessiz sedasız uğurlanıyor şehitler, ebedi mekanlarına. Ne bir tören oluyor, ne cenaze marşı. Susturuyor bir el bunları. Gönül isterki ne şehit olsun memeleketimde, ne de cenaze marşı çalınsın.

Gönül isterki memleketimde terör olmasın. Analar ağlamasın. Çocuklar yetim kalmasın.

Gönül ister ki ..........................................................

15 Kasım 2014 Cumartesi

MEMURUN CAN DOSTU

Memurun can dostu, yol arkadaşı
Dar günde can yoldaşı, arkadaşı
Nice zor zamanda yardıma koştu.
İyiki varsın sen kredi kartı

Sen olmazsan memur milleti neyler
Ayın onbeşini nasıl da bekler
Aldığı ekmeği visaya çeker
Çok yaşayasın sen kredi kartı

Çarşıda ayakkabı doksan lira
Cebime baktım ki kalmamış para
Cüzdandan bir ses geldi "Hey baksana"
Ben burdayım dedi kredi kartı

Hanım dedi evde peynir kalmadı
Çocuk ayakkabı diye ağladı.
Henüz daha ayın yirmi altısı
Harca koçum dedi kredi kartı

Faturalar akşam yolumu kesti
Sökül paraları aslanım dedi
Bağırdım çağırdım kimse gelmedi
Dağılın lan diye bir nida geldi

Kredi kartım imdada yetişti
Teker teker hadlerini bildirdi.
Al bunu da sonra harcarsın diye
Birazda bankadan nakit çektirdi.

Komşudan istedim yok valla dedi
Esnafa gittim tanımadı beni
Akrabam nasihat verdi gönderdi.
Geriye sen kaldın kredi kartı

Bankaya giden karanlık yolların
Yoldaşıyız senle kredi kartı
Olmasaydı düzenli maaşımız
Tanımazdın bizi kredi kartı

Sen varsında biraz yüzüm gülüyor
İdamımız sayende gecikiyor
Ne seninle ne de sensiz oluyor
Bir garipsin be hey kredi kartı

Az daha yardım et kurban olayım.
Limitin artsın dardan kurtulayım.
Taksitlerin olmasa beladayım
Faizlerin bitsin kredi kartı.

Korkma bırakmam seni uzun yıllar
Çocuklar ufak, büyüyene kadar.
Onlar iş sahibi olana kadar.
Esirinim senin kredi kartı.

Yordum seni bugün, kusura bakma
Para yoktu, geldim yine kapına
Gene mi geldin diye bana kızma
İyi ki varsın sen kredi kartı

Şimdiye acımdan ölmüştüm çoktan,
Taksitlendirmendir hayatta tutan,
Limitin bizi hayata bağlayan,
Nasıl arkadaşsın kredi kartı

Ayın onbeşinde gelirim sana.
Elimdekini koyarım masana
“Az bu” deyipte nolur bana kızma
Kapının kuluyuz kredi kartı

Efendi sensin, bizler sana köle
Aman ha bizleri azad eyleme
Sensiz yollama bizi gurbetlere
Kölen olmuşuz biz kredi kartı