27 Aralık 2013 Cuma

ANIYORUZ...


İçinde bulunduğumuz şu günlerde seni rahmetle bir kere daha anıyoruz Sayın Bülent Ecevit.
Namı diğer Karaoğlan

26 Aralık 2013 Perşembe

BİR AÇIKLAMA

Merhaba Değerli Dostlar,
Bir açıklama lüzumu hissederek sözlerime başlıyorum. Efendim zannetmeyiniz ki blogum karizmatik görünsün diye geri plan rengi siyah olarak ayarladım. Maalesef öyle değil işin gerçek rengi. Belki bilemiyorum  içimdeki karanlığın, içimdeki hüzünlerin, kederlerin bir yansıması olarak görüyorum ben burayı. Bu yüzden olabilir. Bir haber gördüğümde paylaşmak istiyorum, sadece içimi acıttığı için. İçimi acıtan şeyleri birileri de görsün,duysun diyedir belki de. Duysun görsün de insanlar bazı konularda daha duyarlı olabilsinler diyedir benim minik de olsa çabam. yoksa başka bir amaç görüldü ise affola efendim. Allaha emanetsiniz hepiniz.

25 Aralık 2013 Çarşamba

TARİHE NOTLAR DÜŞMEK...


Konya'da, henüz nüfusa bile kayıt edilmemiş olan 40 günlük Ayaz bebek, emzirmek için uyanan annesi tarafından ölü bulundu. Otopside zatürreden öldüğü anlaşılan Ayaz bebeğin annesi, 2 çocuğu ile birlikte camları kırık olduğu için naylonla örtülü tek odalı kerpiç evde kalıyordu.

Konya'nın Ereğli İlçesi'nde henüz nüfusa kayıt ettirilmeyen 40 günlük Ayaz bebek, emzirmek için uyanan 21 yaşındaki annesi Maviş Eşme tarafından yattığı yerde ölü bulundu. Ayaz, bebeğin yapılan otopsisinde zatürreeden öldüğü anlaşıldı. 2 çocuğu ile birlikte camları kırık olduğu için naylonla örtülü tek odalı kerpiç evde kalan Maviş Eşme'nin, çevreden topladığı odunlarla ısınmaya çalıştığını belirten yakınları, Ayaz bebeğin de soğuktan zatürre olarak öldüğünü öne sürdü.

Taşbaşı Mahallesi Elmacı Sokak’ta 2 katlı kerpiç evin ikiye bölünmüş olan tek odalı bölümünde oturan ve eşi askerde olan 2 çocuk annesi Maviş Eşme, dün gece saat 03.30 sıralarında bebeği Ayaz’ı emzirmek için uyandı. Maviş Eşme, henüz nüfusa kayıt ettirmediği oğlunu yatağında hareketsiz halde bulunca çığlık atmaya başladı. Bunun üzerine üst katta oturan eşinin akrabası 59 yaşındaki Şevket Gezici ve ailesi geldi. Bebeğin nefes almadığı ve ölmüş olduğunu saptayan aile, sabah defin işlemleri için 2 Nolu Sağlık Ocağı’na giderek ölüm raporu almak istedi. 

Eve gelen sağlık görevlileri, vücudunda herhangi bir yara, darp ve boğulma izi bulunmayan bebeğin ölümünden şüphelenmeleri üzerine polis haber verildi. Olay yerinde yapılan incelemenin ardından Ayaz bebeğin cesedi, otopsi yapılmak üzere Konya Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. 

CAMLARI KIRIK ODADA KALIYORLAR 

Çocukları 2.5 yaşındaki Berat Ulak ve Ayaz ile tek odalı kerpiç evde kalan Maviş Eşme’nin dini nikahla yaşadığı eşi Onur Ulak’ın Çanakkale’de vatani görevini yaptığı belirtildi. Maviş Eşme’nin çocuklarıyla kaldığı odanın pencere camlarının bir bölümü kırık olduğu için naylonla örttüğü görüldü. Eşme’nin bitişiğinde oturan üvey ablası NeclaGenç ve üst katta oturan eşinin akrabası Şevket Gezici’nin yardımıyla geçimini sağladığı belirtildi. 

Konya Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi Morgu’na kaldırılan Ayaz bebeğin, yapılan otopsisinde zatürreden öldüğü anlaşıldı. 

ODUN BULURLARSA YAKIYORLARDI 

Maviş Eşme’nin üvey ablası Necla Genç, yeğeni Ayaz’ın, soğuktan üşüdüğü için öldüğünü söyledi. Geçimini kağıt toplayarak sağlayan Genç, ’’Kız kardeşimin eşi askerde. Bizlerin yardımıyla geçimini sağlıyor. Devletten her hangi bir yardım almıyor. Çevreden odun bulursa onları getirip, sobada yakarak iki çocuğunu ısıtmaya çalışıyor. Battaniyeye sarılı olmasına rağmen evin camlarını bazıları kırık olduğu için Ayaz üşümüş. Tabii annesi ve biz de bunu fark edemedik’’dedi. 

DEVLET YARDIM ELİNİ UZATMIYOR 

Yazın tarım işçisi olarak çalıştıklarını, kışın da kağıt toplayarak geçimlerini sağladıklarını belirten Şevket Gezici ise, şunları söyledi: 

"Biz Adana’dan geldik. Yazları tarlada hep birlikte çalışıyoruz. Kışın da kağıt toplayıp satıp geçimizi sağlıyoruz. Maviş Eşme’nin kocası askerde. Bizlerin yardımıyla geçiniyor. Gördüğünüz gibi kaldığımız evlerin çoğunun camı kırık. Üst katta ben 150 lira kira veriyorum. Maviş Eşme ile üvey kardeşi ve eniştesini kaldığı birince kat için de 140 lira kira veriyorlar. Maviş’in kirasını eniştesi karşılıyor. İş veren yok, okur yazarımız yok. Evimizde kömür yok. Devlet yardım elini uzatmıyor.’’

23 Mayıs 2013 Perşembe

MENDERES AİLESİNİN SON FOTOĞRAFI

Soldan Sağa:
Yüksel Menderes, Berrin Menderes, Adnan Menderes, (Tarık Güryay), Aydın Menderes, Mutlu Menderes

17 Mayıs 2013 Cuma

MENİM ANAM

MENİM ANAM

Savadsızdır,
Adını da yazabilmir
Menim anam.

Ancak mene
Say öğredip,
Ay öğredip,
İl öğredip,
En vacibi dil öğredip
Menim anam.

Bu dil ile tanımışam
Hem sevinci
Hem de gamı.
Bu dil ile yaratmışam
Her şiirimi,
Her nağmemi.

Yoh, men heçem,
Men yalanam...

Kitap kitap sözlerimin
Müellifi: Menim anam.

Bahtiyar Vahapzade

(Benim anam okuma bilmez, adını dahi yazamıyor. Fakat bana sayıları, ayları, yılları ve en önemlisi de dili öğreten anamdır. Ben sevinci ve gamı bu dil ile tanıdım. Her şiirimi ve her müziğimi bu dil ile yarattım. Hayır, ben bir hiçim, ben bir yalanım. Kitaplar dolusu sözlerimin hepsinin yazarı benim anamdır.)

4 Mart 2013 Pazartesi

SEN DE GİTTİN...


.....ve sen de gittin Müslüm Baba. Ömür işte böyle birşey...
Allah rahmet eylesin. Senin deyiminle "Gittiğin yerde mutlu ol"

İnadına yenilmeden aşık olmadak gel
Bu gidişin sonu kötü kalbi kaybetme gel
Siyahını bırak da gel derdi sil yeter
Aşka zulmedip küsmesen yeter
Şafağım kararır daralır geceler

Yerine hiç beni koyup sarhoş oldun mu sen
Kaderine boyun eğip dününe küstün mü sen
Yüreğine cayır cayır kor çile saçıp
Göz göre göre korku saklayıp
Boğazına gömülüp sustun mu hiç

Kal gittiğin yerde mutlu ol
Ya da gel kalbimde tahta sahip ol
Senin gülen yüzüne kurban bu serseri kalbim
Ama karar ver tutamıyorum zamani

Kal gittiğin yerde mutlu ol

21 Ocak 2013 Pazartesi

YENİ YIL YENİ YAZI...

ve yeni bir yılın henüz başındayken ilk yazıyı ekleyim dedim. merak etmeyin pek bir içerik yok bu yazıda. sadece yazmış olmak için yazılan bir yazı. o kadar. Bu yılda ölmedik yani sevgili blog. umarım bir gün birazcık vakit bulur da güzel şeyler dökerim içine diye düşünüyorum. ama gel görki bu yüzyılın insanının en büyük derdi zaten zaman bulamamak. teknoloji gelişti. herşey güzelleşti ama hiçbirşeye zaman bulamıyorum. sorun bende mi yoksa düzende mi? bilemiyorum...