Kasabanın birinde yaşayan bir aile varmış. Ailenin tek çocuğu eve geç gelir, anne-babasını
endişelendirirmiş. Babası birgün sormuş: “Oğlum ne yapıyorsun gece geç saatlere
kadar böyle?” Çocuk “Arkadaşlarımla, dostlarımla birlikteyim baba” demiş.
Babası “ Dost dediğin bir tane olur , o da her zaman değil.İhtiyacın oldugunda
seni bulur” demiş. Çocuk “ Olurmu baba? Nerdeyse benim bütün arkadaşlarım
dostumdur” cevabını verir.Baba diretir bunun üzerine. “Hayır oğlum olurmu?
Madem onların hepsi senin dostun; o zaman bir deneme yapta gör” diye ogluna
nasihat eder. Bu konuşma üzerine baba ogul , ahırda bir oglak kesip bir halıya
sararlar. Sonra çocuk bütün arkadaşlarının
gece vakti evine gider ve yardım ister “Birini vurdum öldürdüm” diyerek.
Ancak bütün dost bildiği arkadaşları olayı duyar duymaz kapıyı suratına
kapatırlar. Çocuk eve üzgün bir şekilde döndüğünde babasına haklı oldugunu
söyler. Babası ona yinede dostlugun bu demek olmadıgını anlatır. Çocuk bunun
üzerine iyice şaşırır ve “Nasıl?” diye sorar. Babası derki “Yumurtacı Ali benim
dostumdur, git ona, adam vurdugunu söyle ve gel” Çocuk Yumurtacı Alinin yanına
gider ve adama halıyı göstererek durumu anlatır.Yumurtacı Ali , çocuğu arka tarafa götürür ve derin bir
kuyu kazar.Sonra da halıyı içine bile bakmadan kuyuya atar. Üstünüde soğan
filizleri ile kaplar bir güzel. Orayı doldurur. Ve sonra “Babana selam söyle”
deyip çocugu ugurlamış.Çocuk büyük bir sevinçle babasının yanına gelir. “Evet
babacıgım. Dostluk bu olsa gerektir.” der babasına. Babası “Hayır oglum.
Dostluk bu demek degil” diye cevap verir. Çocuk iyiden iyiye şaşkınlık
içindedir.Babası ertesi günün Cuma oldugunu ve Alinin pazar yerinde yumurta
tezgahı oldugunu söylerek devam eder. “Aliye git ve tezgahı devir.Eğer Ali
amcan laf söylemeye kalkarsa bir de tokat at” der. Çocuk “Olurmu baba? Bu kadar
iyibir insana bu yapılırmı” diye sormuş.Babası “Sen dediğimi yap ve dostlugun
ne demek olduğunu öğren” diye cevap verir. Ertesi gün çocuk pazara gider ve
Yumurtacı Alinin tezgahına tekme atarak tezgahı devirir.Kendisine “Ne
yapıyorsun oglum. Dur” diyen Aliye de bir tokat atar ve arkasına bakmadan
oradan kaçar.Ardından Yumurtacı Ali çocuğa şu şekilde seslenir:
“OĞLUM! BABANA SELAM SÖYLE. BİZ 1000 YUMURTAYA , 1 TOKATA
SOĞAN TARLASI BOZMAYIZ”
DOSTLUK O KADAR KOLAY DEĞİL. O KADAR KOLAY KAZANILSAYDI ADI
DOSTLUK OLMAZDI.
Bu hikayeyi dost bildiğim ve vaktiyle en yakınımda yeralmış olan ancak artık benimle tek ortak paydası aynı göğün altında yalamak olan ve yakınımda yeri olmayan insanlara ithaf ediyorum. ve sormak istiyorum birgün bu yazıyı okursanız şayet;
Ben size ne yaptım da buna reva görüldüm??? Bana reva gördüğünüz hakmıydı???
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder