27 Mart 2012 Salı

BİR GARİP DİYARDAYIM...















Ahmet Kaya'dan bir mısradır
Bir Garip Diyardayım...
Diyardayım....
Diyardayım....

Bende biraz öyle hissediyorum bu sıralar sanki. İnsanlar yabancı, herkes yabancı gibi geliyor. En yakın dostlarım, sevdiklerim, arkadaşlarım, dost dediklerim yada öyle zannettiklerim şimdi bana bir bir yabancı geliyor artık. Sanmayın ki bir kazık yedim de birinden ondan böyle akşam akşam yazıyorum çiziyorum dertlerimi bir blogun webdeki sayfalarına. Benimkisi belki de doğuştan gelen bir yalnızlık kimbilebilir ki. En yüksek kahkalarım bile ortalığı çınlatırken kim bilebilir ki belki de o an yalnızlığımın doruklarında için için titreyerek ağlıyorumdur. Kim bilir. Ben bilirim en iyi kendi yalnızlığımı. Sadece ve sadece ben. Çünkü insan yalnız doğar, yalnız büyür ve yalnız ölür. İşte bu sözü her kim söylemişse sanki o kelimelerin arasında beni dillendirmiş diyorum şimdi. Bir internet kafenin vasat ve bir o kadar düz ortamında bir yandan nete giriyor bir yandan yalnızlığımı boğmaya çalışıyorum. Yanlış anlamayın yahu siz de hemen. karı kızdır yada falan fıstıktır derdinde değilim emin olun. Yalnızlığımı netin kalabalığında boğuyorum. Bu sıralar ancak bu işe yarıyor. Bir de dinlediğim müzikler. Ne mi dinliyorum?
Kayhan Kalhor & Ali Bahrami Fard - I Will Not Stand Alone (2012)
sürekli filash beleğimde duruyor ve sürekli dinliyorum. Eleni teyzeden (Eleni Karaindrou) sonra bu da bayağı iyi geliyor.
Neyse bu günlük bu kadar yeter be blog. hadi kal sağlıcakla...


Pardon gitmeden son bir not eklemek istiyorum müsüdeniz olursa bloguma.
Şimdi düşünüyorum da bu blogun bence en güzel yönü ne olacak dedim de az önce kendime.
Mini minnacık kızım büyüdüğünde ve ben gözlerimi bu dünyaya kapamadan önce bu blogu(şayet o zamana kadar kalırsa) kızıma göstereceğim.
Babasının heyecanlarını, mutluluklarını ve de mutsuzluklarını ama en çok da hiç bitmeyen o derin, kopkoyu, dipsiz ve bir o kadar garip yalnızlığını....

21 Mart 2012 Çarşamba

YA SUFİ























Ya Sufi!
Ben kendimi unuttum. başka kimseyi nerede bulayım?
Ya Sufi!
Ben gaflette boğulmuşum. başka kimseyi nasıl kurtarayım?
Ya Sufi!
Ben kendi nefsimin çukurunda kaybolmuşum. başka kimseyi nasıl bulayım?
Ya Sufi!
Ben kendi günah denizimde boğulmuşum. başka kimseyi nasıl bu bataktan çıkarayım?
Ya Sufi!
Ben o kadar yol gittim derken bir de bakmışım ki başladığım yerdeymişim meğer başka kimseye nasıl yol göstereyim?
Ya Sufi!
Ben aşkın denizinde yönümü kaybetmişim. başka kimseye nasıl yol göstereyim?
Ya Sufi!
Ben bir gafletteyim. Ne batarım ne çıkarım. başka kime ne diyeyim?
Ya Sufi!
Ben arafta gezen bir garip deliyim. Başka kimseye nasıl akıl vereyim?
Ya Sufi!
Ben dünyalıkta boğulmuş bir faniyim. Başka kimseye ahireti nasıl göstereyim?
Ya Sufi!
Ben benlikten geçmiş bir faniyim. başka kimseye bakiyi nasıl tarif edeyim?

Ben Yunus-u biçareyim. Aşk elinden avareyim.

DERDİM VARDIR İNİLERİM YA SUFİ!...