18 Temmuz 2011 Pazartesi

YIRTIK BİR RESMİN SİLİK KARESİ

Yırtılmış bir fotoğraftaki silik resim karesi gibi geçiyor hayat. Belli belirsiz ve bir o kadar anlamsız...
Hayat akar gider önemli olan onu durdurabilmek değil ona ayak uydurabilmek...

6 Temmuz 2011 Çarşamba

HANIMELİ





















Baharın gelişidir Hanımeli.
Belki de yazın sıcaklarının geleceğinin bile habercisi olabilir Hanımeli.
Güzeldir Hanımeli. Püfür püfür eser yele karışır kokusu Hanımelinin.
O kadar güzeldir ki kokusu ondandır adına Hanımeli denmesinin nedeni.
Küçüklüğümün seromonisidir kokusu Hanımelinin.
Sabahın ta dördünde kalkıp yollara düşerken,
Başım önde eğik ve uykusuz bir şekilde yürürken,
Nemli bir yele karışıp burnumun ta içinde danseden bir kokudur Hanımeli.
Çocukluğumun kokusudur Hanımeli.
Küçüklüğümün belki de saflığımın belki de temizliğimin kokusudur Hanımeli.
Ama herşeyden ötede ve önce olarak o güzel günlerin, o fakir ama mutlu günlerin kokusu olarak kalacaktır içimde o hep HANIMELİ...

ZAMANI TUTMAK

Bu şehrin
Bu semtinde anladım
Bir tek haftaya
Nasıl sığdığını yılların

Tekrar tekrar dokundum
Günlere, saatlere seninle
Ve tuttuk sımsıkı
Zamanı ellerimizle.

Zaman sardı bizi
Biz sarıldık zamana
Yılları yaşadıktan sonra
Ayrıldık bir hafta sonunda

Galiba bendim
Seni ondan biraz kıskanan
Oysa sırf bizim için
Yıllarca durmuştu zaman

Mümkün olabilir mi acaba
Ona dokunmak
Onu durdurmak bir daha
Bu semtin sokakları dışında

O değil miydi bizim için
Bize takılıp kalan
Kimbilir belki de çarpıp
Yerleşmişti içimize zaman

Parça parça
An be an
Ve oydu zaman zaman
Yaşanıp yaşanıp hatırlanan



SADETTİN FİDAN