"YÜKSEK VE SARP BİR KAYALIKTA, ANCAK İKİ AYAĞIMIN SIĞABİLECEĞİ, DAR BİR ÇIKINTIDA, DÖRT BİR YANIM UÇURUMLAR, OKYANUSLAR, SONSUZ BİR GECE, SONSUZ BİR YALNIZLIK VE HİÇ BİTMEYECEK BİR FIRTINAYLA SARILMIŞ DURUMDA YAŞAMAK ZORUNDA OLSAM VE BÜTÜN ÖMRÜMCE, BİN YIL BOYUNCA, HATTA SONSUZA KADAR O BİR KARIŞ TOPRAKTA DURMAM DA GEREKSE O ŞEKİLDE YAŞAMAK, ŞU ANDA BİR YARIM SAAT İÇİNDE ÖLECEK OLMAKTAN ÇOK DAHA İYİDİR. YETERKİ YAŞASINDI, SIRF YAŞASIN! NASIL OLURSA OLSUN, AMA YETERKİ YAŞASIN!"
31 Ocak 2009 Cumartesi
ÇOK YORGUNUM
Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın...
HAYAT GÜZEL, DÜNYA GÜZEL
29 Ocak 2009 Perşembe
ÖMÜR DEDİĞİN...
Bir insan ömrünü neye vermeli
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yolda kalan da bir yürüyen de bir
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yüreğin ürperir kapı çalınsa
Esmeyen yelinden hile sezerler
Künyeler kazınır demir sandıkta
Tükenip gidiyor ömür dediğin
Dışı eli yakar içi de seni
Sona eklenmeli sözün öncesi
Ayrılık gününün kör dereleri
Bölünüp gidiyor nehir dediğin
Bir insan ömrünü neye vermeli
Para mı onur mu taş diken bir yol
Ağacın köküne inmek mi yoksa
Savrulup gidiyor yaprak dediğin
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yolda kalan da bir yürüyen de bir
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yüreğin ürperir kapı çalınsa
Esmeyen yelinden hile sezerler
Künyeler kazınır demir sandıkta
Tükenip gidiyor ömür dediğin
Dışı eli yakar içi de seni
Sona eklenmeli sözün öncesi
Ayrılık gününün kör dereleri
Bölünüp gidiyor nehir dediğin
Bir insan ömrünü neye vermeli
Para mı onur mu taş diken bir yol
Ağacın köküne inmek mi yoksa
Savrulup gidiyor yaprak dediğin
14 Ocak 2009 Çarşamba
SONBAHAR
8 Ocak 2009 Perşembe
GİTMEK
.... aslında hep birlikte ama bir yandan da küçük kollara ayrılmış yollarda yürüyorduk birlikte, ama yine de her birimiz, birbirimizin dayanılmaz yalnızlığından habersizce...
.... gidilen yol farklıydı sadece ve birde gidilen mesafe.... Sonuçta hep aynı yere varıyorduk fütursuzca, anlamsızca ve bir o kadar da garipcesine... Yaşamak dedikleri budur işte. Yürürsün aylar, yıllar ve hatta yollar boyunca ama sonra birde dönüp bakarsınki aslında başladığın yerden hiçbir yere kımıldayamamamışsındır bile. Bir acaip garabetin içinde bulursun kendini. Okullara gidersin mesela aylar, yıllarca... Ömrünü dirsek çürütmekle harcarsın. Ord. Prof yada mukabili olan bir sürü sıfatlar ve ödüller ve hatta dalında duayen olabileceğin bir mevkiye yada konuma bile gelebilirsin ama sonrasında yine bir de dönüp geçtiğin yollara bakarsın ve anlarsın ki o kadar okuyupta öğrendiğin şeye rağmen aslında yüzdüğün yine cehalet denizinin en derin kısımlarıdır. Aslında aydınlattığın şey sadece cahil olduğun gerçeğini öğrenmenden başka bir şey değildir. İşte hayat dedikleri budur... Bİr acaip olduğudur hayat. Ne kadarını anlamaya çabalarsan o kadar gaflet ve dalalet içinde olduğun gerçeğini farkederek kahretmeye başladığın anın içinde gizlidir hayat...
YALNIZ ADAM
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)