"YÜKSEK VE SARP BİR KAYALIKTA, ANCAK İKİ AYAĞIMIN SIĞABİLECEĞİ, DAR BİR ÇIKINTIDA, DÖRT BİR YANIM UÇURUMLAR, OKYANUSLAR, SONSUZ BİR GECE, SONSUZ BİR YALNIZLIK VE HİÇ BİTMEYECEK BİR FIRTINAYLA SARILMIŞ DURUMDA YAŞAMAK ZORUNDA OLSAM VE BÜTÜN ÖMRÜMCE, BİN YIL BOYUNCA, HATTA SONSUZA KADAR O BİR KARIŞ TOPRAKTA DURMAM DA GEREKSE O ŞEKİLDE YAŞAMAK, ŞU ANDA BİR YARIM SAAT İÇİNDE ÖLECEK OLMAKTAN ÇOK DAHA İYİDİR. YETERKİ YAŞASINDI, SIRF YAŞASIN! NASIL OLURSA OLSUN, AMA YETERKİ YAŞASIN!"
30 Kasım 2006 Perşembe
SENİ SEVİYORUM...
SENİ SEVİYORUM !
Sadece kim olduğun değil,
sen olduğun için ve seninle beraberken
kim olduğumu, benliğimi anladığım için.
SENİ SEVİYORUM !
Sadece kendine yaptıkların için değil,
bana kattığın güzellikler için.
SENİ SEVİYORUM !
İçimdeki çocuğu, saklı kalmış ben'i
yeryüzüne çıkardığın ve sana ihtiyacım olduğu her an
tüm duyarlılığınla yanı başımda olduğun için.
SENİ SEVİYORUM !
Elini kalbimin üzerinde hissettiğim zaman,
üzüntülerimi alıp, onların yerine
şimdiye kadar hiç kimsenin başaramadığı
o sıcaklığı, o içtenlik ışığını bana duyurmayı başardığın için.
SENİ SEVİYORUM !
Hayatımı kutsal bir sevgi tapınağına çevirdiğin
ve her günümü yaşam şenliğine,
unutulmayan şiirlere dönüştürdüğün için.
SENİ SEVİYORUM !
Çünkü sen, şimdiye kadar hiç başaramadığım şeyleri,
kendimle dost ve barışık olmayı ve
hiç bir zaman tadamadığım kadar mutlu olmamı sağlıyorsun.
Ve bütün bunları yalnızca sözlerinle,
dokunuşunla yada işaretle değil,
kendin olmakla yapıyorsun.
SENİ SEVİYORUM...
26 Kasım 2006 Pazar
AŞKA DAİR-I
Ne deli dolu duygudur AŞK. Şarkılar onun içindir , şiirler ona dair. ne konuşulsa bitmez aşk üstüne. aslında 3 harfli tek heceli bir kelimedir. ama o 3 harfin sırtında ne anlamlar saklıdır aslında. ne yürekler yanmıştır o 3 harfin hatrına. seven sevdasını yüklemiştir her daim o 3 harfin omuzlarına. dünyada varolan belki de en değişik duygudur aşk. birçok duygu vardı esasen. sevinirsiniz bir müddet sonra sevinciniz durulur biter. üzülürsünüz yine bir müddet sonra üzüntünüz geçer gider.öfkelenirsiniz yine zamanla öfkeniz geçer. ya AŞIK olursanız. AŞIK olursanız o ruh topyekun bir değişiklik içindedir. Farklı farklı duyguları sürekli yaşarsınız. Neler oluyor bana dersiniz kendi kendinize. Acı bile çekseniz umursamazsınız artık bu saatten sonra.Çünkü aşk gelmiştir bir kere. Anlık sevinçlerinizinde artık bir önemi kalmamıştır.Çünkü AŞK vardı artık. öfkelensenizde farketmez.AŞK hepsinden baskın çıkmaktadır.Uykularınız düzenini yitirir bir süre sonra. sürekli olarak beyninizde yüreğinizde tek duygu ve düşünce odaklanmaya başlar. "O" kelimesi sizin için artık herşeyden daha önem arzediyordur.Sabah uyandıgınızda hayattan nefret etmenize gerek yoktur. Aksine hayat daha güzel gelmeye başlar size. ilk defa kuşların ötüşlerine dikkat etmeye başlarsınız.Hayat bu kadar güzelmiydi dersiniz kendi kendinize.Bakkaldan alışveriş yaparken herkes sanki daha bir iyi gibi gelir size. herşeyde sanki bir başkalık vardır. oysa başkalık sadece sizdedir.AŞK size en güzel yönleriyle gelmiştir çünkü.Çepeçevre sarmıştır AŞk sizi kollarına amansızca.AŞKın en güzel hali de bu olsa gerektir.Sonsuza dek hep böyle kalmak istersiniz.Hep içinizde çırpınan o minicik kuş orda varolsun istersiniz.AŞk böyle bir duygudur işte...
BENİM ADIM AŞK
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim...
Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğine Toroslar`dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim...
Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim taç ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim...
Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim`i,
Her oyunu bozan gizli zor benim...
Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı için kül eyledim Kerem`i.
İbrahim`in atıldığı kor benim...
Sebep bazı Leyla, bazı Şirin`di.
Hat`rım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim...
İlahimle Mevlana`yı döndürdüm.
Yunus`umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla`danım, hayır benim, şer benim...
Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim
BENİM ADIM AŞK
BENİM ADIM AŞK
BENİM ADIM AŞK
23 Kasım 2006 Perşembe
22 Kasım 2006 Çarşamba
22KASIM
20 Kasım 2006 Pazartesi
DÖNÜM NOKTASI
Ankara bugün daha bir güzel sanki,
Ankara bugün daha bir farklı sanki,
Ankara bugün Ankara gibi değilde
sanki benim şahidim gibi.
Ankara sen şahit ol bana.
Sen bilirsin yalnız sokaklarında dolaştığım günleri...
Sen bilirsin ıssız gecelerinde
düşündüğüm , içlendiğim zamanları...
Ankara buna da sen şahit ol...
Göreceğini hiç ummuyordum mutlu günlerimi Ankara.
Buna da sen şahit olacaksın Ankara...
Yüzüm gülerek geçeceğim sokaklarından bu gece...
İçimde filizlenen o güzel umutla
birlikte yarından sonra herşey çok farklı olacak Ankara.
Sen şahit olacaksın buna Ankara...
KASIM
Bir tebessüm et unutursun zamanla
Yine dalmışım aynada yüzüm ağlar
Yine dalmışım elimde fotoğraflar
Yine aylardan kasım
Sanki sende kaldı bir yarım
Her nefesim her anım
Sanadır canım
19 Kasım 2006 Pazar
MÜHÜRLÜ KADERİM...
Çok mu sevdin kederleri
Hangi günahın bedelisin
Sen mühürlü kaderim
Hep mi cefa gördüğün reva
Yok mu sende hiç vefa
Yok mu sende hiç vefa
Mühürlü kaderim ben gibi erir misin
Mühürlü kaderim bir yol verir misin
Gün olur bu rüyadan ben de geçerim
O gün sen de bitersin
Eyvallah der o şarabı ben de içerim
O gün sen de bitersin
O gün sen de bitersin
Olmuyor ne yapsam olmuyor
Çok mu gördün hevesleri
Hasret senden yana
Sevda senden yana
Değişmedin kaderim
Hep mi hüsran Bana hep mi veda
Yok mu sende hiç deva
18 Kasım 2006 Cumartesi
ÜZÜNTÜLERE DAİR BİR KAÇ KELİME...
MELANKOLİ
Sebepsiz bir keder alır
Bütün ömrüm beynimde
Acı bir tortusu kalır
Anlayamam kederimi
Bir ateş yakar tenimi
İçim dar bulur yerini
Gönlüm dağlarda dolanır
Ne bir dost ne bir sevgili
Dünyadan uzak bir deli
Beni sarar melankoli
Ne kış ne yazı isterim
Ne bir dost yüzü isterim
Hafif bir sızı isterim
Agrılar sancılar gelir
Yanıma düşer kollarım
Görünmez olur yollarım
Hem sevgini hem elleri
Önüme ölüm serilir
Ne bir dost ne bir sevgili
Dünyadan uzak bir deli
Beni sarar melankoli...
GAYBA DAİR
KADERİN SERPİNTİLERİ
Çevremizdeki herkesin bir rolü var bu oyunda. Kimisi anne,baba, eş , çocuk, komşu, akrab şeklinde görünüyor ya gözümüze.Kimisi bir başka farklı şekilde. Ama sonuçta bu koskoca perdenin olduğu gerçeğini değiştirmiyor değilmi...
En iyi oyunumuz; ilk ve son oyunumuz bu değilmi? Yaşam oyunu.Allahın koyduğu kurallar çerçevesinde en iyi oyunculuğumuz çıkarığ gideceğiz perde kapanınca bu sahneden.Acılar, üzüntülerle , sevinçlerle dolu koskoca bir sahne.Anlamak, yaşamak , sorgulamak ; bu üçünü içeren bir olguyu yaşayacağız bir ömür boyunca. Güzel insan kriterine uygun yaşamak değilmi esas olan. Esas olan insan olmak değilmi bu bağlamda? İnsan olmak yada insan olabilmek; yada insanca yaşayabilmek...
14 Kasım 2006 Salı
14KASIM - GÜN AKŞAM OLDU
12 Kasım 2006 Pazar
GİDENLERE...
Her bir kişi gittiğinde bu dünyadan neden bilmiyorum içim garip oluyor.Anlamsız bir keder kaplıyor içimi. Gideni tanımam , tanımamam yadsa sevip sevmemem bu noktada pek mühim değil. Mühim olan "gidenin gitmiş olması" sanırım. En son Karaoğlan namı ile Bülent Ecevitin gidişine tanık olduk hep birlikte. Bir devre imzasını atmış bir siyaset adamını yolladık. Bir büyüğümün dediği gibi "Gelin girmedik ev olurda ölüm girmedik ev olmaz"mış. Aynen öyle oluyor. Ölüm amansız , birçoklarına görede aniden kapıyı çalıyor. Her bir kişi gittiğinde öteki tarafa yaşlandığımı biraz daha fazlası ile hissediyorum.Eee ölüm bu.Uyudun uyanamadın olacak.Bir namazlık saltanatın olacak taht misali musalla taşında. Şairin deyişi ile de ölüm bu şekilde. Ecevite Allah rahmet eylesin ve Allah taksiratını affeylesin diyelim.İyi yada kötü hesaplarını vereceği yere gitti. Hepimizde bir gün sıramız gelince gideceğiz. Rahmetliye dair çok fazla hatıram yoktur. Ama büyüklerimin onu iyi ve kötü olarak hatırlayacakları birçokşey vardır geçmişte. Annemin tüp kuyruklarında , yağ kuyruklarında beklemeleri gibi... Yada 1974 Kıbrıs harekatı gibi. Neyse ; aldığım terbiyeye göre iyide olsa kötüde olsa ölenin arkasında konuşmak pek hoş değildir. Bize düşen şey iyi hatırlamak olsa gerektir. Saygıyla...
GECE OLUNCA
11 Kasım 2006 Cumartesi
YAKINDA...
BİR GÜZEL SÖZ DAHA
"Gelin girmedik ev olurda, ölüm girmedik ev olmaz..."
ÖYLESİNE İŞTE...
9 Kasım 2006 Perşembe
BİRAZCIK NOSTALJİ
HAYATIN İÇİNDEN
BİR NASİHAT...
- Peki üstad; evlilik nedir?
Cevap soyle geldi:
-Siz birliktelik için doğmuşsunuz.Ölüm meleğinin beyaz kanatları sizi ayırana kadar ayrılmayacaksınız. Allahın sessiz tanıklığında bile beraber olacaksınız. Ama birlikteliginizde mesafeler bırakın; bırakın ki, cennetin rüzgarları aranızda dansedebilsin... birbirinizi sevin ama, ask tutsaklıgı istemeyin.. bırakın aşk, ruhunuzun kıyılarına vuran dalgalar gibi olsun... birbirinizin bardagını doldurun ama aynı bardaktan icmeyin; ekmeginizden verin birinize ama aynı somundan ısırmayın... birlikte sarkı söyleyin;lakin birbirinizi yalnız bırakmayı da bilin.Sazın telleri de yalnızdır ve armoni icinde aynı melodiyi seslendirir... birbirinize kalbinizi verin ama karsılıklı kilitleyip saklamak icin degil! sadece hayatın eli o kalbi saklar! birlikte durun, ama yapısmayın, tapınakların sütunlari da bitisik degildir! ve unutmayın ; mese ile cınar birbirlerinin golgesinde buyumezler...
5 Kasım 2006 Pazar
AKIP GİDERKEN YAŞAMI TUTABİLMEK
Kış geldi ya memlekete; ayrı bir hüzün tufanı bastırdı bende gidiyor.İçinde kış mevsimi geçen filmleri izliyorum. İçim daha bir garip oluyor. Belkide bugüne kadar bana hüzün veren şeyleri hep kış aylarında yaşadığım içindir kimbilir. Her mevsimin ayrı bir yeri vardır ya işte birazda öyle sanırım.Kış gelir bana da ayrıca bir hüzün çöreklenir; belki nedenli belkide nedensiz yere. Ancak bu kışın hayatımda ayrı bir önemi olacak. Bu kış çok değişik olacak benim için. Hayatımda hüzünleri geride bırakacağım bir kış olacak.Kardelenin karı delip güneşe gülümsemesi gibi bende hayata gülünseyeceğim yeniden. Bir yeni başlangıç olacak bu kış benim için. Herşey kara gömülürken ben kardelen misali çıkacağım hüzünlerimin beni bıraktığı yerden. Güneşe doğru döneceğim yüzümü. Ve gülümseyeceğim içimden gerçekten gelerek, sahte gülümsemeler olmadan. Ve kış bitip bahar geldiğinde memleketime; benimde ömrüme bahar gelmiş olacak. İlk defa değişik bir bahar olacak ömrümde. İLk defa sabah uyanırken gülümseyeceğim güneşe. Yaşadığım anların tadına varacağım belkide. Bu kış ; herkes uykuya hazırlanıyorken ben tam aksine uyanıyor olacağım. Bu kış çok farklı olacak. Ömrümde hiç olmadığı kadar farklı...
KIŞ GELDİ...
Güzel Yurduma kış geldi.Karlar dökülmeye başladı dün akşam itibarı ile yollarda yürüyen sevgililerin üzerine.Camdan bir baktımda "Geçen gün ömürden" sözüne hak verdim.Bu gördüğüm kaçıncı kıştı kimbilir. Yada daha kaç kış görebileceğim dedim kendi kendime.Eeee ömür bu. Nedirki ömür dedikleri şey? Biraz hüzün, biraz sevinç, biraz neşe , biraz keder.Sonrasında bir de bakmışsın gelmişiz ömrün sonbaharına.Bir bir dökülmeye başlamış ömrümüzün elimizde kalan yaprakları sırası ile. Sonrasında kış gelmeye başlar ömrümüzün bitişine yakın zamanda. Önce sonbahar yağmurları süsler kalan ömrümüzün üzerini. Sonrasında bir akşam ansızın karlar düşmeye başlar biten ömrümüzün üzerine. Bir hayat daha geride kalır sessiz ve bir o kadar umarsızca... Hayat yine olanca hızı ile akar öte yandan. Kışların geldiği , karların üzerini örttüğü ömür sizin ömrünüzdür sadece. Birileri biryerlerde belkide ömrünün henüz baharını yaşıyordur kimbilir. Sizin için Gelmeyecek baharları anlatır o karların düştüğü vakitler. Mevsimler devran eder döner ya bir yandan. Bu kışın bir baharı yoktur ama tek fark olarak. Bu kış son kıştır ömrümüzün sonunda yakın.Karlara gömülen gözler bir daha baharı görmeyecektir.Sonrasında derin bir suskunluk başlar, ve suskunluk kadar derin olan yalnızlık...
KADINLAR GİTTİĞİNDE...
Güzin abladan etkilenerek yazdığı 20.Temmuz.2006 tarihli Onuncu Köy
köşesinde yazdığı yazı..Katılmamak elde değil...
KADINLAR GİTTİĞİNDE .....
KADINLAR gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinden ' Yetim -Öksüz ' kalanlar çok olur.....
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler,özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler.....
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim
kalmıştır tabaklar.
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların. Sıksık boynun büker '' Sarıkız ''.O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlamaz krom hac tasının. Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz .....
Bir kadın gittiğinde .....
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında;bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci....
Bir ANNE gider.....
Bir DOST.....
Bir ARKADAŞ.....
Bir SEVGİLİ.....
Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.....
Hep böyle olur bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar,yakınmalar, dualar yetim kalır. Kapı eşiğindeki '' Dikkat et ... '' duyulmaz, annesi gitmiştir ''geç kalma '' nın.
KADINLAR, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında.Ve bir kadın gittiğinde pek çok yetim bırakmıştır arkasında ..........